- güç de çok güç bir iş bu
- тру́дное, и ещё како́е э́то тру́дное де́ло
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
çok — sf. 1) Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı Bana matematik çok kolay geldi. F. R. Atay 2) zf. Aşırı bir biçimde Ben annemi çok severim. Birleşik Sözler çok anlamlı çok ayaklılar çokbilmiş çok çok … Çağatay Osmanlı Sözlük
az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur — kişi iyi uyuyabilmek için pek az da yememeli, pek çok da anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
horozu çok olan köyde sabah geç olur — karışanı çok olan işlerden sonuç güç alınır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Counter-Guerrilla — Seal of the Office of Defense Cooperation, Turkey. The 13 stars represent the original 13 US states, and indicate a United States Department of Defense organization (see seal).[1] Counter Guerrilla (Turkish: kontrgerilla) is the Turkish branch of … Wikipedia
dayanmak — e 1) Bir yere yaslanmak, kendini dayamak Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. M. Ş. Esendal 2) nsz Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak Bu kumaş çok dayandı. 3) Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
özgür — sf. 1) Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, şarta bağlı olmayan, serbest, hür Muallim Naci den önceki çevirmenler de çok özgür bir çeviriden yanadırlar. S. Birsel 2) Yönetim bakımından yabancı bir gücün etkisi altında bulunmayan, başka bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatallaşmak — nsz İki veya daha çok ihtimal ortaya çıkarak anlaşılması güç bir duruma gelmek Meğer ne kadar yanılmıştım. İş asıl bundan sonra çatallaşacaktı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
müşkül — sf., Ar. muşkil 1) Güç, zor, çetin Yutkunuyor, ara sıra parmaklarıyla alnındaki terleri siliyordu. Çok müşkül bir vaziyette kalmıştı. R. N. Güntekin 2) is. Engel, güçlük, zorluk Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gedik açılmak — giderilmesi çok güç bir eksiklik veya açık ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortada bırakmak — birini çok güç bir durumdayken terk etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük